Tiyatro Bab Othello Oyunu İnceleme ve Eleştirisi

Sanat; “para ile alınıp satılan bir meta değildir.” çıkışı ile tüm gösterimlerini ücretsiz gerçekleştirmesiyle bilinen Tiyatro Bab, 2021- 2022 sanat sezonunda Shakespeare’in Othello oyununu Özdemir Nutku’nun çevirisi, Nazım Uğur Özüaydın rejisi ile sahnelemektedir. Oyun izlendiğinde birebir metin olarak değil, bir sahneleme metninden ilerlediği görülmektedir. Ayrıca oyundaki sahnelerin yerlerinin de kurgusal olarak değiştirildiği gözlemlenmektedir. Daha izlemeyen okurlar için detaylı bilgi vermeden oyun, teknik olarak incelenecektir.
Othello oyunu Shakespeare’in 1600’lü yılların başında yazdığı düşünülen, tragedyadaki üç birlik kuralını yıkan ilk dram oyunu olarak da anılan bir oyundur. Hem trajik hem de komik öğeleri içinde barındırmasıyla ilk olma özelliğine sahiptir. Oyun orijinal metinde 5 perdeyken Nazım Uğur Özüaydın rejisiyle tek perde yaklaşık 1 saate indirilmiştir. Oyunun konusu olarak insanın duyduğuyla hareket etmesinin getirebileceği felaketler için bir örnek sunar. Oyun, insanın gördüğünün bile yarı yarıya yanılma payı bulunurken, duyduğunun defaatle sorgulanması gerektiği önermesinde bulunur.
Oyuna ilk olarak metin ve oyunculuklar bağlamında yaklaşım gösterildiğinde oyun metnindeki kurgu dikkat çekmektedir. Oyunun orijinal metninde Iago, oyunda tüm olabilecekleri önceden söylemektedir. Fakat oyundaki sahneleme metninde sahneler üzerinde yapılan kurgusal değişiklikler ile bir Sherlock Holmes hikayesi gibi, polisiye metni gibi sunulduğu anlaşılmaktadır. Kurulan bu dramatik yapının oyunculuklar ile desteklendiği gözlemlenmektedir. Oyuncuların gösterdikleri performans hem oyun atmosferini kurarken hem de seyircinin oyundaki seyirlik hazzını yükseltmektedir.
Pandemi öncesinde oyunlarda genelde bir tekdüze oyunculuk ya da endüstriyel tadın hissedildiği eski incelemelerde aktarılmıştır. Fakat pandemi sonrası oyuncuların pandemi döneminde sahneden uzak kalmasının verdiği özlem midir ya da başka bir neden midir bilinmez, son iki haftada izlenen 3 oyunda 3 erkek oyuncu için yılın en iyi erkek oyuncusuna aday, 2 oyunda da en iyi kadın oyuncuya aday performans izlenmiştir. Kadın adaylardan birisi incelenen Tiyatro Bab’ın sahnelediği Othello oyunundaki Desdemona karakterini oynayan Bergen Coşkun Özüaydın’dır. Erkekler adaylardan birisi de oyunda Othello’yu oynayan Evren Akyürek’tir. Hem Bergen Coşkun Özüaydın’ın hem de Evren Akyürek’in oyun boyunca gösterdikleri yüksek performans, oyunun yüksek temposuna uyum sağlayan iç aksiyonları ve bunun seyirciye eksiksiz yansıtılması bağlamında başarılı bir oyunculuk sergilemişlerdir. Ayrıca Iago’yu oynayan Barlas Kartal’a da değinmek gerekmektedir. Oyun izlediğinde Barlas Kartal’ın da Iago’nun çözümlemesini başarılı bir şekilde gerçekleştirerek sahne üzerinde seyirciye doğru bir şekilde yansıttığı gözlemlenmektedir. Cassio’yu oynayan Erdem Tanır’ın da çok uzun olmayan rolüne rağmen dozunda bir performans sergilediği görülmektedir. Tüm bu başarılı oyunculukların oyunun seyirlik hazzını artırdığı söylenebilmektedir.
Oyunda oyunculukların bu denli ön plana çıkması oyundaki reji anlayışından ileri gelmektedir. Oyun izlendiğinde Grotowski’nin, Antonin Artaud’un tiyatro düşüncesinden, Tarkovski’nin sinema düşüncesinden izler görmek mümkündür. Oyunun reji uygulamaları bağlamında sahne üzerinde sadece dört oyuncunun kostüm ve dekordan tamamen arındırılmış bir şekilde oynamaları Grotowski’nin tiyatro düşüncesi ile paralellik taşımaktadır. Bu sebepten dolayı oyun seyredildiğinde oyunculuklar daha çok ön plana çıkmaktadır. Oyunun daha çok oyunculuklar üzerinden incelenmesini sağlamaktadır. Oyunda kullanılan gerçekçi şiddet, Othello’nun damarını kestiğinde bileğinden çıkan kanın insanda harekete geçirdiği duygu, Grotowski’nin tiyatro düşüncesini akıllara getirmektedir. Ve sahneyi 4 köşeye ayırarak, bu dört köşede dört sandalye ile sürekli kişilerin yer değiştirerek metaforlarla oluşturulan anlatım dili de akıllara Tarkovski sinemasını getirmektedir. Bunda oyunda sürekli bir film bandı sarılmasını anımsatan reji uygulamasının da katkısı bulunmaktadır. Tüm bu unsurlar bir araya getirildiğinde oyunun yönetmeni Nazım Uğur Özüaydın’ın rejideki başarısı ön plana çıkmaktadır. Othello hikayesi nedir sorusunun aslında bir saatte verilebilecek en net cevabı Nazım Uğur Özüaydın’ın bu yorumu denilebilir.
Oyunculuklar, reji, uyarlama bağlamında büyük başarı ile sahnelenmiş Tiyatro Bab’ın Othello oyunu, seyircide farklı kapılar aralamaktadır. Bu sezon sahnelenen oyunlar arasında en çok konuşulan oyunlardan birisi olabilir. Oyunun geneline bakıldığında olumsuz olarak sayılabilecek tek husus, oyundaki ışık tasarımı olarak görülebilir. Fakat yine daha önce yönetmen tercihi olarak aktarılan dekor, kostüm anlayışında olduğu gibi oyunculuğu gölgelememesi için mi yapılmadı, bunun cevabı yönetmendedir. Dolayısıyla çok da göze çarpmamaktadır. Sadece bir tavsiye niteliğinde yapılacak bir ışık tasarımı ile illüzyon oluşturulup oyun atmosferi daha farklı kurulabilir. Fakat bu teknik imkânsızlık mıdır ya da bilinçli bir tercih midir tam olarak bilinememektedir. Işık sadece oyuncuyu aydınlatmak için kullanılmıştır. Aynı kostümün sadece oyuncunun üstünü örtmek için kullandığı gibi kullanılmıştır. Tekrar etmek istenirse oyunun başından sonuna kadar detaylıca düşünüldüğünde olumsuz görülebilecek tek husus budur. Eğer yönetmen tercihiyse, olumsuz bir durum olarak görülemez. Çünkü ışığın sadece oyuncuyu aydınlatmak üzere yapılması oyundaki kostüm dekor anlayışı ile bütünlük oluşturmaktadır. Fakat her oyunda ışık tasarımına alışmış seyircinin de soracağı bir husus olarak tartışılması gerekebileceğinden altı çizilmektedir. Bu tartışma sonucunda oyunun net anlaşılması, oyunculukların akılda kalıcılığı, rejinin başarısı ışık tasarımı tartışmasını anlamsız kılacaktır. Bu sezon tiyatro severlerin eğer izlemedilerse izleme listelerine eklemeleri gereken Tiyatro Bab’ın Othello oyunu bu sezonun konuşulacak oyunları arasında yerini almaktadır.
Yasin Çetin
[email protected]