Kavuk Olayını Abartmanın Anlamı Yok!
Geleneksel Türk Tiyatrosu'nu temsil eden ve günümüze kadar gelmiş olan kavuk geleneği İsmail Dümbüllü'yle...

Rasim Öztekin kavukla ilgili “Kavuğu çok çabuk devretmek isterim ki bu gelenek sürsün. Bunu layık olana çabuk devrettiğim sürece bu gelenek sürecektir. Bu geleneğin sürmesi, daha önce bu kavuğu kazananlar için de iyi bir şey. Benden sonra bittiği zaman bu geleneğin bir anlamı kalmayacak çünkü. Kavuk müzeye gittiği zaman hiçbir anlamı kalmayacak. Dolayısıyla bu geleneğin sürmesi lazım” derken kendisine de bir özleştiri getiriyor. Yazının ilk paragrafında eleştirdiğim Öztekin’in şu anki konumu manevi anlamda kavuğun temsilini ifade etmiyordu, ki kendisi de bu açıklamasıyla söylediğimi doğruluyor. Yoğurt satıcısı bir emekçi olan Kel Hasan Efendi başındaki kavuğuyla sahneye çıkıp, İbiş karakterini canlandırdı ve zamanla politik hicivleri sakınmadan söyleyen bir tiyatro ustası oldu. Gelenek aslında kavuk değil, Kel Hasan’dan başlayarak –bizim bildiğimiz- toplumsal eleştiri kültürünü bir tiyatro sanatçısının devam ettirmesidir.
Kavuğun tarihsel hikayesine baktığımız zaman aslında kavuğun sahibinin modern meddah diyebileceğimiz bir isme verilmesi gerektiği aşikar. Fakat kavuğun simgesel anlamının gereğinden fazla büyütüldüğünü, hatta bu olay üzerinden ‘feminist’ bir kavgaya doğru yol alındığını görüyorum. Yirmi senedir tiyatro eleştirisi yazan bir eleştirmen olarak tiyatromuzun son çeyrek yüzyılına tanık oldum, olmaya devam ediyorum. Kavuk üzerinden modern kültür kavgası yaratmak, bu kavgayla gündem oluşturmak pek hoş durum değil. Sahnelerde izlediğim oyuncular arasından kavuğu kimin hak ettiği ile ilgili ya da kavuğu hangi erkek veya kadın oyuncuya vermek gerekir? gibi bir soruya cevap vermem gerekse, burada sadece üç beş oyuncuyu sıralayabilirim. Kavuğu alan kişinin sahnelerde politik/sanatsal bedel ödeyen insanlar arasından olması gerekir. İşte tam bu noktada İsmail Dümbüllü’ nün izinde Geleneksel Halk Tiyatrosu’nu yapan hemen herkes aslında bu kavuğun manevi sahibi demektir. Manevi sahibi diyorum, çünkü bu işin gerçeği kavuğu alıp başına geçirmek değil, kavuk devamlı başındaymış gibi sözünü esirgemeden sahnede sanatçı sorumluluğu taşıyabilmektir!
yasam.kaya@gmail.com