Aktör Dediğin Nedir Ki – Aras Yayıncılık

ARAS’TAN YENİ KİTAP
Hayat ne getirdiyse cömertlikle ve cesaretle göğüslemenin, kendi yolunu bulmaya çalışmanın, hayatını da sahnenin ve oyunun bir parçası haline getirmenin hikâyesi.
Diyarbakır’da doğup, önce İstanbul’a, sonra Londra’ya, din eğitiminden oyunculuk okuluna, sahnelere ve setlere taşınmış bir aktör. Kevork Malikyan, mesleğini her şeyin merkezine koydu, öyle yaşadı. Aktör Dediğin Nedir ki, hayat ne getirdiyse cömertlikle ve cesaretle göğüslemenin, kendi yolunu bulmaya çalışmanın, hayatını da sahnenin ve oyunun bir parçası haline getirmenin hikâyesi.
Bu kitap, Gâvur Mahallesi’nin tozlu sokaklarından rahip olması için götürüldüğü okulun sahnesine çıkmak ile dünyanın en önemli sahneleri ve setleri arasındaki zamanı, Malikyan’ın kendine has tarzıyla anlatıyor. Tek kelime İngilizce bilmeden gittiği Londra’da, Rose Bruford College’da eğitim alıp Royal Shakespeare Company’de perdenin açılışına ve kapanışına şahit olmuş birinin okuyucuya özel bir davetiyesidir de aynı zamanda.
Tuğba Esen, kendini kariyer planlarına değil, akıp giden hayata, oyuna adamaktan hiç çekinmemiş, Ermeni kimliğini her zaman cebinde taşımış, kim olduğu kendisine hep “hatırlatılmış” bir aktörü fotoğraflar ve günlüklerin yol göstericiliğindeki bir söyleşiyle anlatıyor.
Aktör Dediğin Nedir ki
Tuğba Esen
Söyleşi, 240 sayfa
Kitap hakkında daha fazla bilgi için tıklayın.
KİTAPTAN:
Yaşlanmak… hiç hoşuma gitmiyor. Çünkü hâlâ açım.
Oyunculuğa duyduğum açlık dinmiyor, işimi sürdürme isteğim zaman geçse de tükenmiyor. Bu yüzden genç kalmayı isterdim ama eninde sonunda zaman hepimizi kıskıvrak yakalıyor. Yaşınız ilerledikçe bir aktör olarak size sunulan seçenekler daralsa da roller ilginçleşiyor. Daha derin ve bilge karakterleri oynuyorsunuz, artık genç savaşçı, suikastçı, flört meraklısı erkeklerden değilsiniz. Hem rolleriniz sağlamlaşıyor hem de siz işinizi daha rahat bir şekilde, sadelikle ve bilgiyle ele alıyorsunuz. Ama ben yine de yaşlanmayı sevmiyorum.
Anka’nın Uyanışı’nda Rady oldum, Indiana Jones: Son Macera’da Kâzım, Geceyarısı Ekspresi’nde Savcı… Mind Your Language’ın Maximillan’ıydım, Şarkı Söyleyen Kadınlar’ın Mesut’u. Shakespeare’s Globe, Royal Shakespeare Company, Royal National Theatre sahnelerine defalarca çıktım. Pericles’i oynadım, Binbir Gece Masalları’nı, Pera Palas’ı… Ancak bana sorarsanız, verebileceğimin tamamını vermedim, sınırlarımı henüz keşfetmedim. İsterdim ki şimdi Hamlet’i canlandırayım ama olmuyor, ben yaşlanıyorum, Hamlet yaşlanmıyor. Geriye dönüp baktığımda, neler yaptığımı, sahneye, oynadığım karakterlere neler yansıttığımı düşünüyorum. Ailemin 1915’te sırtlandığı yüklerden, ben neler getirdim yanımda? Çocukluğumun geçtiği Diyarbakır bende ne gibi izler bıraktı, ben orada neler bıraktım? Peki, Ermeni Kilisesi, ruhban okulu geçmişim, 20 yaşında İngiltere’ye göç edişim, yaklaşık 50 sene sonra Türkiye’ye dönüşüm… Oynadığım her bir rolden, büründüğüm her karakterden neler kaldı bende, sonraki işlerime nasıl taşıdım bu kalanları? Tüm bunları düşünüyorum, bir taraftan da üretmeye devam ediyorum, yeni roller, yeni hikâyeler… Hem ne diyordu Tomas Fasulyeciyan, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı’ndaki o meşhur tiradında? “Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır. Yok olunca sesimiz bu boş kubbede hoş bir seda olarak kalır.”
TUĞBA ESEN
1987’de Giresun’da doğdu. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Reklamcılık ile Medya ve İletişim Sistemleri bölümlerinden mezun oldu. Agos gazetesinin kültür sanat sayfalarının, Istanbul Art News’ün Piyasa ekinin editörlüğünü yaptı. İstanbul ve Londra’da faaliyet gösteren çağdaş sanat galerisi Pi Artworks’te basın ilişkileri sorumlusu olarak çalıştı. Çeşitli kültür sanat yayınları ve web siteleri için güncel sanat yazıları yazıyor. Berlin’de yaşıyor.
Copyright © Aras Yayıncılık Tüm hakları saklıdır
ARAS YAYINCILIK
İstiklal Cad. Hıdivyal Palas No 231/Z Tünel, Beyoğlu – İstanbul
Tel: (0212) 252 65 18 – (0212) 252 65 18
www.arasyayincilik.com
E-mail: info@arasyayincilik.com